Bir Seventeen dergisi röpörtajı... Röpörtajı Holly Eagleson yapmış. (Şubat 2007 röportajı)
İçinde bulunduğun sektörlerindekilerin çoğu "parti kızı" olarak adlandırılıyor. Sense bu gibi tanımlamalara neden olacak bu yaşantılardan hep uzak kaldın. "İyi kız" olmak daha mı doğru sence?Kesinlikle. Sayısız TV programı yapıyorum ve çok uzun zamandır hep aynı yapımcı ve yönetmenlerle çalışıyorum. Bunun nedeni de işimde profesyonel olmam. Hiçbir yere geç gitmem ve verdiğim sözlere sadık kalırım. Plak şirketimle ilgili işlerde buna daha da çok dikkat ediyorum çünkü benim için çok çabaladılar. Biri; “O gerçekten iyi bir kız ve ben de onun başarılı olması için elimden geleni yapacağım.” dediği zaman bunun önemini anlıyorum. Yaptığım her şeyin bana bir şekilde geri döneceğine inanıyorum. Yani yanlış hareket eder ve insanlara kötü davranırsam bunun sonuçlarına katlanmak zorunda kalırım.
O zaman niçin hala Jay-Z ve seninle ilgili böyle hikayeler uyduruyorlar?Ortaokulda, lisede neden dedikodular uydurulursa, aynı sebepten dolayı. Yani bir kişi okulda çok popülerse ve özel hayatı çok bilinmiyorsa, bu herkese çok gizemli gelir. Çevrendekiler de hikayeler ve dedikodular uydurarak hayatında bir şekilde var olmaya çalışırlar. Senin bir yanlışını, kötü yanını bularak rahat etmek ve “Bak, görüyor musun, o da benim gibi!” demek isterler. Ama neticede hayat böyle! Bu dedikoduların sonu hiç gelmeyecek ve ben ne yaparsam yapayım bu dedikodulara engel olamayacağım.
Hangi dedikodular canını daha çok sıkıyor? İşinle ilgili olanlar mı, özel hayatını ilgilendirenler mi?Sanırım en zoru Destiny’s Child grubunun üyeleri değiştiği zaman çıkanlardı. Her şeyin suçlusu olarak ben gösterildim. Jay ile ilgili, yani evlendiğimize dair veya “Ring the Alarm” şarkısının Jay ile ilgili olduğu gibi dedikodularsa canımı o kadar sıkmıyor çünkü aptalca oldukları çok açık! Bazı şeylerin doğru olmadığını açıklamaya bile gerek duymuyorum.
Ama Jay ve Rihanna ile ilgili iddialar “Ring the Alarm” şarkısından önce ortaya atılmıştı. Böyle bir şarkı yapmak büyük bir risk değil miydi sence de?Doğruyu söylemek gerekirse ben o dedikoduları hiç duymadım. Bir şey doğru değilse korkmazsın ya da o konuya pek kafa yormazsın, değil mi? Bir sanatçı yeni çıktığı zaman (Rihanna gibi) herkesin dikkatini çeker ve mutlaka biriyle yakıştırmaya çalışırlar. Güzel bir kızsan, bir de ünlüysen bunlara katlanmalısın.
Ünlü olduktan sonra ilişkilerle ilgili öğrendiğin en önemli şey ne oldu?Bir kere en önemlisi, her şey sende bitiyor. Bir ilişkiden tam olarak ne beklediğini çok iyi bilmen lazım. Hayatta seni mutlu eden şeyleri öğrenmelisin. Kulağa biraz nasihat ediyormuşum gibi geliyor farkındayım ama en azından kendim bunu bildiğim için çok mutluyum. Hep işime odaklandım ve 21 yaşıma geldiğimde bir ilişkiye hazır olduğumu biliyordum.
Hayalinde hep bir psikolog olmak varmış. Arkadaşlarına bu konuda yardımcı oluyor musun mesela?Tabii ki. Bunu pek fark etmezler ama şarkılarıma çok büyük ilham veriyorlar. Hatta bazen yaşadıkları olaylar benim albümümde ortaya çıkınca kızıyorlar. (gülüyor). İnsanlarla, hatta tanımadıklarımla bile konuşmaya bayılıyorum. Ama hep böyleydim, sanırım annemin kuaför salonu yüzünden. Psikologa gidemeyen veya parası yetmeyen kadınlar için kuaför salonlarının gerçekten önemli terapi merkezleri olduğuna inanıyorum. Bir nevi baştan yaratılıyorsunuz; oraya gidiyor ve insanlarla dertleşiyorsunuz.
“Dreamgirls” filmi için sen de neredeyse baştan aşağı değiştin, kilo verdin. Bir süre için bile olsa Beyonce gibi görünmemek nasıl bir duyguydu?Hakkımda çıkan yazıları okuyorum. İnsanların, sanki çok umurumdaymış gibi sürekli vücudumdan bahsetmelerinden sıkıldım. Çünkü gerçekten hiç umurumda değil! Eski röportajlarımdan alıntılar falan yapıyorlar. Aslında fena da olmuyor; insanların dünyanın en ince kadını olmadığı halde kendisiyle gurur duyan bir kadının sözlerinden ders alması lazım. Birkaç ay önce 10 kilo verdim. Filmdeki karaktere bürünecek ve kendime benzemeyecektim, hedefim buydu. Çok da eğlendim. Normalde giyemediğim, giydiğimde bana hiç de yakışmayan kıyafetleri rahatça giyebiliyordum. Ama sadece birkaç hafta dayanabildim ve sonunda “Yeter artık, yemek yemek istiyorum!” diye isyan ettim.
Neden? Yemek yemeyi mi özledin?Hayır. Sadece kendimi seksi hissetmiyordum. Ayrıca ben siyah bir kadınım ve siyahlar arasında geniş kalçalar makbuldür. Radyo programlarına gidiyordum ve bütün oğlanlar “Ne oldu sana böyle? Beyonce nereye gitti?“ diyorlardı. (gülüyor) Aynaya baktığım zaman kendimi bir kadın gibi hissetmiyordum. Herkesin bir vücut tipi var ve farklı kilolarda çok güzel olabiliyorlar. Çok seksi ince kadınlar olduğu gibi çok seksi kilolu kadınlar da var yani.
Peki zayıf kalman için üzerinde bir baskı hissettin mi?Hayır.
Oyunculuk dışında hiçbir nedenden dolayı kilo vermeyi düşünmedim. Bazı moda çekimlerinde “Aman tanrım, çok güzel görünüyorsun!” diye iltifat ediyorlardı. Moda sektöründe zayıf kadınları tercih ettiklerini biliyorum. Ama kendi vücudumu hissedebilmek benim için daha önemli ve pizzamı yiyebilmek fikri beni daha mutlu ediyor.